Cumartesi sabahi derinlerden bir yerlerden gelen bir sesle uyandim, Ilk aklima gelen "merkezi radyo yayini mi basladi, ne alaka simdi" oldu. Kalktim kulak kabarttim, hakikaten tavanda bulunan hoparlorden bir DJ sabah yayinina baslamisti; sandim kiiii, uykumun da iyice acilmis olmasi marifetiyle, DJ'in (!) surekli ayni seyi soyledigini farkettim. Soyle diyordu "Emergency, emergency! Please evacuate!!". Ve tam ben bunu idrak ettim edecekken avaz ates alarmlar calmaya ve benim DJ de (ki pek tabii kendisi DJ degildi) kendini paralamaya basladi: "EMERGENCY EMERGENCY PLEASE EVACUATE!!!!". "Yandim anam" diyerek kendimi disari attim. Komsularimla beraber yangin merdiveninden asagi inerken, "yangindan ilk kurtarilacaklar" profilini de gozlemleme imkani buldum. Iki baslikta toplayabilirim: bebekler ve laptoplar! Bebegi olanlar yavrucuklarina, olmayanlar kariyerlerine simsiki sarilmis halde ve hepimiz binbir renk ve desendeki pijamalarimizla asagi dogru seyirttik:) Benim ise elimde sadece pasaportum ve cep telefonum vardi:)))) No comment!
11 kati done done inip kendimizi sokaga atmamizla alarmin da asilsiz oldugunu ogrenmemiz bir oldu. Ve bilin bakalim resepsiyonda kim vardi? Evet Michelle:)) Sanirim kendisi biraz bahtsiz bir kisi, olaysiz bir vardiyasi olmuyor garibimin:) Sonuc olarak, yanlis alarm biz dairelerimize dondukten ancak 15 dakika sonra sustu. Bizler olayi sacma bir ani olarak yerine yerlestirirken Michelle'de olan biteni merak etmekten kendimi alamiyorum:)
Pazar gunu ise Bondi Beach'e gittim yine. Artik bunlar yazin son demleri diyolar. ben de oren yerleri ve muze gezilerini annemlere ve Levent'e sakliyorum. Levent'le de ne muze gezeriz ya, neyse iste:))
Haftasonun ozeti budur.

Hahahah ah bahtsız ablam benim
YanıtlaSilgüldürdün beni ofiste
Ben harika müze gezerim bi kere genelde kovulurum sonunda ama:)