22 Mart 2010 Pazartesi

Yangin da cikabilir, kopekbaligi da... Korsan da...

Uykuyu sevsem de uykum agir degildir.
Cumartesi sabahi derinlerden bir yerlerden gelen bir sesle uyandim, Ilk aklima gelen "merkezi radyo yayini mi basladi, ne alaka simdi" oldu. Kalktim kulak kabarttim, hakikaten tavanda bulunan hoparlorden bir DJ sabah yayinina baslamisti; sandim kiiii, uykumun da iyice acilmis olmasi marifetiyle, DJ'in (!) surekli ayni seyi soyledigini farkettim. Soyle diyordu "Emergency, emergency! Please evacuate!!". Ve tam ben bunu idrak ettim edecekken avaz ates alarmlar calmaya ve benim DJ de (ki pek tabii kendisi DJ degildi) kendini paralamaya basladi: "EMERGENCY EMERGENCY PLEASE EVACUATE!!!!". "Yandim anam" diyerek kendimi disari attim. Komsularimla beraber yangin merdiveninden asagi inerken, "yangindan ilk kurtarilacaklar" profilini de gozlemleme imkani buldum. Iki baslikta toplayabilirim: bebekler ve laptoplar! Bebegi olanlar yavrucuklarina, olmayanlar kariyerlerine simsiki sarilmis halde ve hepimiz binbir renk ve desendeki pijamalarimizla asagi dogru seyirttik:) Benim ise elimde sadece pasaportum ve cep telefonum vardi:)))) No comment!

11 kati done done inip kendimizi sokaga atmamizla alarmin da asilsiz oldugunu ogrenmemiz bir oldu. Ve bilin bakalim resepsiyonda kim vardi? Evet Michelle:)) Sanirim kendisi biraz bahtsiz bir kisi, olaysiz bir vardiyasi olmuyor garibimin:) Sonuc olarak, yanlis alarm biz dairelerimize dondukten ancak 15 dakika sonra sustu. Bizler olayi sacma bir ani olarak yerine yerlestirirken Michelle'de olan biteni merak etmekten kendimi alamiyorum:)


Neyse... Sonucta uyudum birkac saat daha ve sonra da Manly'ye gitmeye karar verdim. Burasi Sydney'den feribotla yarim saat uzaklikta bildiginiz sahil kasabasi tadinda bir yer. Plaji Bondi'dan daha guzel degil ama dalgalar daha bi coskun yani daha fazla sorf yapan arkadas izleme sansina eristim:) Tam biraz isinip ta "bi dalip ciksam mi" diye dusunurken baska bir anonsla irkildim. "Hoppalaaaaa! Dunya anons gunu herhalde" derken bi anda denizde ne kadar insan varsa akin akin kiyiya cikmaya basladi. Tahmin ettiniz belki ama etmediyseniz bu seferki uyarimiz "kiyidan cok ta uzak olmayan bir mesafede bir kopekbaligi goruldugunu" salik veriyordu. Bu ilginc bir olaydi gercekten. Her ne kadar Avustralya'nin kopekbaligi saldirisi derdinden muzdarip oldugunu bilseniz de, plaja gidip te boyle bir anons duymak garip geliyor insana. Tam anlamiyla "dikkat kopekbaligi cikabilir!", o nasil birsey yahu?? :) Sonucta iri dostumuzu goremedim bizzat; bir sure sonra da, basta denizin tenhalasmasini firsat bilen uyanik sorfculer olmak uzere, herkes cimmeye basladi yeniden. Ben yine de kiyin kiyin yuzdum ama, "neme lazim" diyerek.


Pazar gunu ise Bondi Beach'e gittim yine. Artik bunlar yazin son demleri diyolar. ben de oren yerleri ve muze gezilerini annemlere ve Levent'e sakliyorum. Levent'le de ne muze gezeriz ya, neyse iste:))
Haftasonun ozeti budur.

Bugun ise apayri bir tecrubeydi. Bizim acentanin davetlisi olarak bir yuk gemisine bindim:))) Makina dairesi. kaptan kosku falan gezip bir de yemek yedik icinde. Konuyla ilgili yapabilecegim tek yorum "cok buyuk" oldugu:) Ha bir de kaptan koskunde gordugum bir klasorden bahsedebilirim. Dosyanin adi "Piracy Alarms"di:)) Yani son 3 gundur alarmlarla kusatilmis durumdayim, bizzat veya dolayli!

1 yorum:

  1. Hahahah ah bahtsız ablam benim
    güldürdün beni ofiste

    Ben harika müze gezerim bi kere genelde kovulurum sonunda ama:)

    YanıtlaSil